Sinema




Sinema ürünlerinin genelinin toplumun tüketmesi için yapıldıklarını söylemek mümkündür. Çağımızın Sanatı ve en büyük endüstrilerinden biri olan sinema, “hatırlamak” ve “anlatmak” gereksinimlerinin gerçekleştirildiği bir platform olarak tarih ya da geçmişle yakın bir bağ içindedir. Sinema çok boyutlu bir sanat alanıdır. Görsel işitsel yönleri mevcuttur. Sinema da moda, sinema müzik gibi etkileşim boyutlarından bahsetmek mümkündür. Bu anlamda bir filmi izleyen kişi tüm bu alanlara ilişkin öğeler görebilmektedir. Ayrıca, sinema içinde geliştiği toplumu ilgilendiren ve dönemin başlıca siyasal, ekonomik ve ideolojik kuvvetlerinin şekil vermiş olduğu meselelerin anlık bir portresi olarak nitelendirilebilir.

Sinemayı bir masal dünyası olarak irdelersek bu dünyanın en önemli auteur'larındanbiri olan sinemanın dahi sıfatını sırtlanmış senarist, yapımcı, yönetmen Christopher Nolan’nın en önemli eserlerinden biri olan Memento dan bahsedicez. Vizyona girdiği dönemde senaryosuyla kurgusuyla  genç yönetmenlere ben büyüyünce Christopher Nolan olacağım dedirten  Memento nun dünyasında, konuşan yağmurların altında, eleştirel bir kıpırdanma içinde kendimizce bir dipnot atmaya çalışıcaz. Tabiki eleştiri sadece olumsuz olmaz olumlu tarafları var zaten siz bunu biliyorsunuz.


Ergenlik, olgunlaşma ve karmaşık bir ruh hali. Bu üç kelimenin insan hayatındaki yeri ve birbiriyle olan ilişkisi elbette yadsınamaz. Hatta öyle bir ilişki ki bu bazen güzel ve zehirli bir çiçek gibi heyecanlı ve garipimsi bazen de aslana dünyasını zehir eden bir sivrisinek gibi nötr ve hodbin. Hadi gelin bu histerik duygular diyarında aynaların içinden geçerek şapkadan şu filmi çıkaralım..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

POPÜLER KÜLTÜR VE SİNEMA

“Televizyon: Öldüren Eğlence” Neil Postman

Geçmişle Gelecek Arasında Bir Semt ’’MERCAN’’